
Ney, kamış çalgılar sınıfındandır. Türkiye dışında İran ve Arap ülkelerinde de yaygın olarak kullanılan üflemeli bir çalgıdır. Ney çalan sanatçıya “neyzen” denir. Ney yapımında kullanılan kamışın boğumlu, özellikle de dokuz boğumlu olması gerekir.
Mevleviler’ce kutsal sayılan ve bu tarikatın ayinlerinde en önemli çalgı olarak yer alan ney, hemen hemen her dönemde, dindışı klasik Türk müziğinin de başlıca üflemeli çalgısı olmuştur. Ana neylerden ve mabeyn neylerden başka, bir de “nısfiye” denen neyler vardır.
Yarım açılan en üstteki boğum dışında, öbür yedi boğum yeri tümüyle açılır. Altısı önyüzde, biri arka yüzde olan perde deliklerini açmak için neyin toplam boyunun 26′da biri ölçü olarak alınır. Arkadaki delik tam ortadadır. Ön delikler üçerli iki grup halindedir. İki grup arasında iki birim uzaklık bulunur. Her iki grubun delikleri arasında da birer birim uzaklık vardır. Şah, dâvut, mansur, kızneyi, sipürde, müstahsen, yıldız, bolahenk gibi, her biri değişik adla anılan çeşitli boylarda birçok ney türü vardır. Neyin boyu ne olursa olsun, delikler arasında aynı orantı bulunur.
Çalgının üflenen ucuna boynuz, fildişi gibi maddelerden yapılan ve “başpare” denen, koni biçiminde bir ağızlık takılır. Çatlamasını önlemek amacıyla kamışın iki ucuna da, “parazvane” denen ve çoğu kez gümüşten yapılan birer bilezik geçirilir.
Sol el, sol dize hafifçe dayanır; böylece ney yaklaşık 45 derecelik bir açıyla ağza yanaşmış olur. Bu durumu rahatça sağlamak için ney genel olarak oturarak çalınır. Dudaklar başpareye yandan bastırılır. Doğu müziğine özgü ara sesler, bazı deliklerin yarım ya da çeyrek açılmasıyla elde edilir. Ana sesler ise belli deliklerin tam açık ya da tam kapalı olmasıyla çıkar.
Bunların boyu asıl neylerinkinin yansı kadardır ve nısfiyeler neylerden bir oktav daha tiz ses verirler. Ney gibi boğumlu kamıştan yapılan, ama deliklerinin düzeni değişik olduğundan, çalma yöntemi de farklı olan bir üflemeli çalgı daha vardır. “Girift” denen bu çalgı, cepte taşınabilecek ölçüde küçük boyutluydu. Girift 20. yüzyılın başlarında, unutulan çalgılar arasına girmiştir. Girift çalana “giriftzen” denirdi.